Sağlıkta Veri Gizliliği: Kişisel Verilerimiz Ne Kadar Güvende?

    Dijitalleşme, sağlık sektöründe köklü bir dönüşüm yaratıyor. Online randevu sistemleri, e-Nabız, giyilebilir sağlık teknolojileri ve telemedicine platformları artık günlük yaşamın sıradan bir parçası haline geldi. Ancak bu gelişmelerin beraberinde getirdiği kritik bir soru da giderek daha fazla önem kazanıyor: Kişisel sağlık verilerimiz gerçekten ne kadar güvende?

    Sağlık
    Medizoom Editör Ekibi
    Sağlık & Yaşam Rehberi
    13 Kasım 2025
    Dijital Sağlık Hizmetlerinin Yükselişi
    Bugün hastalar test sonuçlarına saniyeler içinde erişebiliyor, doktorlarla uzaktan görüntülü görüşmeler yapabiliyor, tedavi süreçlerini mobil uygulamalar üzerinden takip edebiliyor. Dijital sağlık hizmetleri hem kullanıcılar hem de sağlık profesyonelleri için büyük kolaylıklar sağlıyor.

    Fakat bu hızlı dijitalleşmenin temelinde son derece hassas bir veri türü bulunuyor: kişisel sağlık verileri. Ad-soyad veya iletişim bilgisi gibi temel verilerin ötesine geçen bu bilgiler; kişinin sağlık geçmişi, genetik özellikleri, kronik hastalıkları ve hatta psikolojik durumu gibi özel detaylar içeriyor. Bu nedenle sağlık verilerinin gizliliği, dijital dönüşümün en önemli başlıklarından biri haline gelmiş durumda.
    Sağlık Verileri Neden Bu Kadar Kritik?
    Sağlık verilerinin yanlış kişilerin eline geçmesi yalnızca mahremiyet ihlali anlamına gelmez; aynı zamanda ciddi sosyal ve ekonomik riskler doğurabilir. Örneğin:

    • Sigorta başvurularında ayrımcılık,
    • İşe alım süreçlerinde haksız elemeler,
    • Toplumsal hayatta dışlanma,
    • Kimlik hırsızlığı veya sosyal mühendislik saldırıları.
    Ayrıca son yıllarda sağlık kurumlarına yönelik siber saldırıların artması, milyonlarca kişinin özel bilgilerinin çalınması gibi büyük ölçekli ihlallerin yaşanmasına sebep oluyor. Dolayısıyla sağlık verilerinin korunması yalnızca teknik bir önlem değil; etik, hukuki ve toplumsal bir sorumluluk haline geliyor.
    Türkiye’de Sağlık Verilerinin Korunması: KVKK Ne Diyor?
    Türkiye’de kişisel sağlık verilerinin işlenmesi, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında sıkı şekilde düzenleniyor. KVKK’ya göre sağlık verileri “özel nitelikli kişisel veri” sınıfında yer alıyor ve bu verilerin işlenebilmesi için açık rıza alınması zorunlu.

    Sağlık kurumlarının uyması gereken başlıca yükümlülükler şöyle:

    • Verilerin yetkisiz kişilerle paylaşılmaması,
    • Güvenli altyapılarda saklanması,
    • Erişim yetkilerinin sınırlandırılması,
    • Olası ihlallerin bildirilmesi.
    Birçok sağlık kuruluşu, KVKK’ya ek olarak ISO 27001 gibi uluslararası güvenlik standartlarına uygun sistemler kullanarak veri güvenliğini daha da güçlendiriyor.
    Kullanıcılar Neler Yapabilir?
    Veri gizliliği yalnızca sağlık kurumlarının değil, kullanıcıların da sorumluluğundadır. Kişisel sağlık verilerini korumak için bireylerin dikkat etmesi gereken bazı temel noktalar:

    • Yalnızca güvenilir ve resmi sağlık uygulamalarını kullanmak,
    • Uygulamaların gizlilik politikalarını okumak,
    • Güçlü ve benzersiz parolalar tercih etmek,
    • Ortak cihazlardan giriş yaptıktan sonra mutlaka çıkış yapmak,
    • Şüpheli e-posta veya linklere karşı dikkatli olmak.
    Bu basit görünen önlemler, kişisel verilerin korunmasında tahmin edilenden çok daha büyük rol oynar.
    Sonuç
    Dijital sağlık teknolojileri hızla gelişiyor ve yaşamımızı kolaylaştırıyor. Ancak bu gelişimin sürdürülebilir ve güvenli olması için hem kurumların güçlü bir altyapı kurması hem de kullanıcıların bilinçli davranması gerekiyor.

    Unutulmamalıdır ki sağlık verisi yalnızca bilgi değildir; mahremiyetin en özel hâlidir. Güvenli dijital sağlık ortamı oluşturmak için atılacak her adım, hem bugün hem de gelecek için daha güvenli bir sağlık ekosistemi anlamına gelir.
    E-Bültenimize Abone Olun
    Sağlık haberlerini kaçırmayın! Haftalık e-bültenimize abone olun ve sağlıklı yaşamınıza bir adım daha yaklaşın